reklam
reklam
DOLAR35,9976% 0.22
EURO37,2320% -0.56
STERLIN44,6905% -0.07
FRANG39,5839% -0.31
ALTIN3.308,28% 0,37
BITCOIN96.622,640.869
reklam

Cumhuriyetin Kazanımları ve Atatürkçü Düşünce: 29 Ekim’in Anlamı

Yayınlanma Tarihi : Google News

Warning: getimagesize(/home/sondak22/public_html/wp-content/uploads/2024/10/ilker12-790x444.png): Failed to open stream: No such file or directory in /home/sondak22/public_html/wp-content/themes/theHaberV8/functions-ek.php on line 211

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/sondak22/public_html/wp-content/themes/theHaberV8/functions-ek.php on line 219

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /home/sondak22/public_html/wp-content/themes/theHaberV8/functions-ek.php on line 220
Cumhuriyetin Kazanımları ve Atatürkçü Düşünce: 29 Ekim’in Anlamı
reklam

Cumhuriyet Bayramı, yalnızca bir ulusal bayram olmanın ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinin ve kazanımlarının anıldığı, Atatürk’ün önderliğinde kazanılan büyük bir zaferin sembolüdür. 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, esaret zincirlerini kırarak modern, laik ve demokratik bir devlet düzeninin temelini atmıştır. Bu köşe yazısında, cumhuriyetin kazanımlarını ve Atatürkçü düşüncenin bu kazanımlara nasıl yön verdiğini ele alacağım.

Cumhuriyet, Türk milletinin iradesinin temsil edildiği ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bir rejimdir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesi, Atatürkçü düşüncenin temel taşlarından biri olarak karşımıza çıkar. Bu ilke, Osmanlı İmparatorluğu döneminde teba olarak görülen halkın, cumhuriyetle birlikte yurttaş statüsüne kavuşmasını sağlamış ve yönetimde söz sahibi olmasının yolunu açmıştır. Böylece, eşit yurttaşlık bilincine dayanan bir toplum yapısı oluşturulmuştur.

Cumhuriyet rejimiyle gelen bir diğer önemli kazanım ise laikliktir. Laiklik, devlet yönetiminde dinin etkisini ortadan kaldırarak, tüm vatandaşların inanç özgürlüğünü güvence altına alır. Bu, toplumun farklı kesimleri arasında eşitliği ve hoşgörüyü teşvik ederken, Atatürk’ün “Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması” gerekliliğine dayanan bir ilkenin de yansımasıdır. Laik devlet yapısı, eğitim ve hukuk gibi alanlarda da reformların önünü açmış, çağdaş bir toplum yaratma hedefinin bir parçası olmuştur.

Atatürk, eğitimin toplumun ilerlemesi için temel bir unsur olduğunu savunmuştur. Bu doğrultuda hayata geçirilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimin birliği sağlanmış, herkesin aynı eğitim fırsatlarına erişmesi hedeflenmiştir. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanarak, çağdaş ve bilimsel düşünceye sahip bireylerin yetişmesi amaçlanmıştır. Bu, cumhuriyetin en önemli sosyal kazanımlarından biri olarak öne çıkar. Kadınların eğitim hakkına kavuşması ve toplumsal yaşamda daha etkin bir rol üstlenmeleri de bu reformların önemli bir sonucudur.

Cumhuriyetin ekonomik kazanımları da göz ardı edilemez. Atatürk’ün “Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür” sözleri doğrultusunda, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik bağımsızlığına büyük önem verilmiş ve Kapitülasyonların kaldırılması, millî sanayinin geliştirilmesi, tarımda modernleşme ve bankacılık sektörünün güçlendirilmesi gibi adımlar atılmıştır. Bu adımlar, ekonomik kalkınmanın temelini oluşturmuş, Türkiye’yi kendi kendine yetebilen bir ülke haline getirme yolunda önemli bir mesafe kaydedilmiştir.

Cumhuriyet Bayramı, bu kazanımları ve Atatürk’ün liderliğindeki modernleşme sürecini anımsatan bir sembol olmanın ötesinde, cumhuriyetin değerlerini yeniden hatırlatmak ve sahip çıkmak adına bir fırsattır. Atatürkçü düşüncenin gerektirdiği gibi, cumhuriyetin değerlerini savunmak ve gelecek nesillere aktarmak, hepimizin sorumluluğudur. 29 Ekim’i kutlarken, bu kazanımların kıymetini bilerek, Atatürk’ün “Cumhuriyet fazilettir” sözünün derin anlamını kavramalı ve cumhuriyetin yarınlarına umutla bakmalıyız.

 

reklam